Bir Gün…

“Bir gün” diye bir kelime var. Bazen sonraki değil, daha sonraki gün anlamında da kullanılır. Ama benim bildiğim anlamı, gelecekte olması muhtemel “bir gün”… Herkes için var “bir gün”…‌Görmeyi hayal ettiği o ülkeye “bir gün” gidebilmeyi umut etmek.‌Çektiği yokluktan kurtulup “bir gün” kendi deyimiyle “insanca” yaşamayı dilemek.‌Bırakıp geldiği memleketine “bir gün” dönmeyi hayal etmek.‌Bitmeyen kavgasıyla “bir gün” barışmayı umut etmek.‌Kaybettiği ışıltısının yokluğunu hissedip, “bir gün ” o ışıltıya kavuşmayı hayal etmek.‌Bitmeyeceğini bildiği imtihanının “bir gün” katlanılabilir olacağını hayal etmek.Böyle böyle, vardır herkesin “bir gün” cümlesi, “bir gün” hayali. Benim de var.Bir sene önce bugün, on binlerce insan da, kim bilir, içinde “bir gün” olan bir cümleyi belki kendine, belki eşine, belki çocuğuna, belki annesine söyledi. O “bir gün,” hiç gelmedi. Kimi uyuyordu. Kimi, bitmeyen tatlı bir son sohbetin içindeydi. Dinlemeye bile dayanamadığımız hikayeler duyduk. Duydukça ağladık, öyle kimimiz kimsemiz de yoktu yakından halbuki. Memleketin en acı günüydü. Biz öyle TV’ lerden izledik…Az önce evladını kaybetmiş bir annenin videosunu izledim. – “İnsanın göz yaşları kaynar akar mıymış, gözlerim ağrıyor artık ” diyordu.Ben ise oğlumla evde, yine ipe sapa gelmez bir ağız dalaşı içindeydim. Öyle derin bir boşluk duydum ki içimde. Derin bir, “bir gün ” hayali geçti içimden. Hiç bir durakta durmadan geçti hem de. Hemen o bir güne, en kestirme yoldan gitmek istedim. Belki dedim, benim gibi böyle bir anne vardı. Sonrasında neler oldu bilmiyoruz tabi. Biz kalbimize uzaklarda atılan ateşler gördük. Gerisi boş, gerisi anlatılamayanlar, sadece susulan, konuşmanın fayda etmediği zamanlar, günler. Ben bir yazı yazmıştım o zamanlar. “Ya sonrası” demiştim. Sonrası değişmemiş. Herkes ayakta kalmaya çalışmış, o kadar… O da kalabildiği kadar.

Bir yorum

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir