3 çocuklu hayata hoş geldim
3 çocuklu hayatın tam ortasından bildiriyorum. Öncelikle ne zaman sabah oluyor, ne zaman gece anlamıyorum. Kerem 4 gün sonra 3 aylık oluyor bile. Sanki 100 metre koşusundayım, ya da çocukken oynadığımız commodore 64 oyunlarındaki gibi hedefe ulaşmak için, engelleri bir bir aşmalı ve yıldızları toplamalıyım gibi hissediyorum. Alp, tam bir ön ergen. Ne zaman düzgün bir konuşma geçecek, hadi bakalım derken sonunu toparlayamadığım bir çıkmaza giriyoruz. Bazen sabır, bazen öfke patlaması derken, gençlik dönemlerine düşe kalka, yara bere içinde ilerliyoruz. Daha iyisi olsun diye, tüm doğruluğuyla, güzel anılar biriktirelim hadi diyorum. Tamam annecim lafı yine uzayda boş bir seda oluyor. Önce sağlık, huzur ve mutluluk diyor bazen kendimi susturuyorum. Mert ise, yani benim mintoş 2 numaramın içinden başka bir çocuk çıktı. Tam, Kerem, beyaz gürültü denilen o uğultuyla uyudu derken, Mert köşeden kardeşimmm nidalarıyla çıkıyor ya da Kerem’ in yüzüne doğru sokulup öksürmeye başlıyor. Akşamları ise en civcivli zamanımız. Kerem, kolik bir bebek. Akşamları uyuyana kadar maaile, acaba aç mı, acaba masaj mı yapsak, acaba sıcaktan mı bunaldı varsayımlarıyla her tür yöntemi deniyoruz. Sonunda destek kuvvetlerle, diğer çocukların da fiziksel, duygusal, oyun, gezme, eğlence, sosyalleşme ihtiyaçlarını karşılamaya çalışarak çığlık sesleri içinde gece oluyor ve gece mesaim başlıyor. Yeni bir güne doğru…#3erkekçocuk#3çocukluhayat