Pandemi vol. bilmem kaç
Yeşil, görünmeyen bir virüsten kaçıyoruz. Görmediğimiz, etkisinden korktuğumuz o yeşil musibet için farklı farklı terminolojiler hayatımıza giriyor. Yakından eğitmekte zorlandığımız oğlumuzu, uzaktan eğitmeye çalışıyoruz. Fotoğrafta da görüldüğü gibi, odada kürt çalıyor, çingene oynuyor. Ben de, ortaokul Eba TV seyrediyorum. Seyretmesi gereken oğlum, kardeşiyle kavga ediyor. Asla şikayet etmiyorum ancak belirsizlik zor. Aklım, anamız, babamızda, evlatlarımızda. Eve gelen kocamı, kolonya ile karşılayıp, kontrolü elde tutmaya çalışıyorum. Kapıyı çamaşır suyu ile silip, yere çamaşır sulu bez koyuyorum. Tezgahı birkaç defa çamaşır suyu ile silip kolonya döküyorum. Çocukları evde oyalama etkinliklerine de, temsili garip bir kuş gibi bakıyorum. Benim işim bitmiyor ki, ne etkinliği . Eskiden ne güzelmiş günler dedik arkadaşımla konuşurken. Yine güzel olsun, Allah’ ım bu günlerimizi aratmasın. Dualarımız kabul olsun. Evet duaya da çok ihtiyaç var. Tükettigimiz, yıktığımız, değersizleştirdiğimiz her şey için, sanki biz bu günlere geldik. Hiç birşeyin eskisi gibi olmayacağı dünya. Herkesin söz birliği ettiği bu laf, beni çok korkutuyor. Sağlıkla kalalım…