Kendimi unuttuğum zamanlar

Aynaya baktığım zaman gördüğüm ben miyim, bilmiyorum. Kim bu yaş almış insan diyorum. Elimi nereye atsam, sanki tüm kalelerim fethedilmiş, ordular kafamın içinde, siper almış, aklımın her cephesinde zafer bizim diyorlar sanki. Sanırım bu kafamın içindekileri bildiğimden, aynaya bakınca kendimi göremiyorum bir süredir. Odaklanıp da bir şeyi sonuna kadar götüremiyorum. Hep aklımda bir şeyler. Dün “Temel Yazarlık Atölyesi” adında katıldığım bir grubun ilk online atölyesi vardı. Gözüm saatte bir yandan. Yerli malı haftası için börek sarıp, duyduğum bir çığlıkla ellerimi bilmem kaçıncı defa yıkayıp çocukların yanına giderken, bir yandan Kerem ile ilgileniyordum. Gözüm saatte, öylece geçti gitti saat. Ona bile katılamadım. Sonra, yeterince iyi görünüyor mu içim diye düşündüm. Mesela, ben de görüyor muyum bir şekilde aynı ortamda bulunduğum bir insanın içini. Dışı gibi mi biliyorum onu dedim, hem de şu an yazarken dedim. Görmüyorum elbet. Çünkü diğer insanlar da beni bilmiyor. Bu hep böyle. Dışlarımızla karşılanıp, içimizle uğurlandığımız bu dünya misafirliğinde bile, içimizle uğurlanabilecek kadar kaçımız şanslı, bilmiyorum. Kendimi, nerede olduğumu anlatmaya çalışmam bir türlü bitmiyor. Boşveer diyorum, kendimi, susturup en derin inzivaya çektiğim zamanlardan sonra da, hep aynı ezbere düşüyorum. Yine anlatmaya çalışıyorum. Neden öyle, niye bu böyle devam ediyor diye hep sorguluyor, düzen bu diyerek oturup kalıyorum susmam gerektiğini bildiğim yerde. O aynaya bakıyorum, kim diyorum dedim ya… İnsan bir tek kendi görüyor; içinden akan geçenleri, o mavilikleri, karartıları, dolduramadığı boşlukları, coşkuyla inleyen bir ses gibi mutluluklarını.
Not: Ben anlatıcıyım. Hisler gelip geçer. Bizimle sonsuza kadar kalmazlar. Her şey yolunda. O kadar zorlanıyorum ki, şu telefonu elime alıp bir süre bir şey yazarken, şu ekranı kaldırıp da klavyeye hızlı hızlı dokunurken. Kerem onlarca defa geldi mesela, içeride kimi zaman kavga, hiç de kolay değil yani. Anlatsam anlaşılmaz, kalelerim fethedildi hem fiziken, hem manen yani. Kendime alan(lar) yaratma konusunda mahir değilim. Hep ben sona kalırım kendi sıralamamda. Çocuklar, sorumluluklarım ve benden beklenilenler önden lütfen…

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir