Sussam daha mı iyi?

Yazabilmeyi seviyorum. Aslında duygularımı, bir olay karşısındaki tepkimi anlatabilmeyi de istiyorum. Ama bunları yapabilmek için kendimi yeteri kadar rahat ve iradeli hissetmiyorum. Bu aralar, sloganım “Susmak” üzerine. Gözümü kapadığım an, türlü türlü konular aklıma gelebiliyor. Birinin anlattığı bir durumdan pay çıkarıyorum; yazmak, fikir beyan etmek için. Bazen de haberlerde bir konu görüyorum ya da sürekli dalgalı, fırtınalı ülke gündemi benim rotamı yeni yerlere çeviriyor. İstediğim an kafamdaki dağınık cümleleri bir araya getirebilecek fırsatım olmuyor. Muhakkak çocukların başka öncelikleri oluyor. Uyku nedir bilmeyen, bana da unutturan bebek ile farklı yaşlarda 2 çocuğumla da tek başıma ilgilenme durumu beni geniş zamanlardan mahrum kılsa da, sağlığımıza her gün şükrediyorum. Çünkü bu aralar sağlıklı ve bir arada kalabilmek en önemlisi. Susmak dedim ya, bir nevi yazmaktan da mahrum kalmak. Bari ondan eksiklenmesem diyor, şimdi yaptığım gibi dayanamıyor, insanların anlamasını bekleyerek yazıyorum. Susunca herşey daha iyi sanki.
Birilerinin hayatını yaşayıp, birilerinin düşüncelerinin baskın olduğu bütünün parçası olup, kendin olmaktan vazgeçmek ya da seni zaten silip geçenlere he diyerek bildiğini okuma durumu da susmak. Aşırı uçlarda biri hiçbir zaman olmadım. Zaman geçtikçe nasıl bu kadar sıradan olduğuma da şaşırıyorum. Ortak paydalarımız ile aynı zamanda farklı olup bir arada kalabilmeyi ve özgürlüğü seviyorum. Kimsenin kimse için gözünden ateşler, ağzından köpükler çıkararak nefretle, sadece farklı düşündüğü için ötekileştirildiği bir dünya benim hayalim değildi. Çocuklarım için galiba çok geç kaldım. Düzeltmek için mücadeleye takatim yok. En azından bu aralar, şu süreçte. O yüzden susmak diyorum, susmak sizin için ne anlama geliyorsa, öylesi bir susmak…

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir