Kendime iyi dilekler
En son, ne zaman kendimi gerçekten bir şarkının hatırasına bıraktığımı hatırlamıyorum. Bir yaz akşamı, deniz kokusunu duyup, lacivert göğe bakıp, rüzgarın omzumun üzerinden esip geçmesinin tadını çıkardığımı unuttum. Günlerim çocuklarla geçiyor. Onların da annemle geçiyor günlerimiz diye bir hissiyatı olduğunu sanmıyorum. Çünkü onlar çocuk. Mert’ in gözünün içine baktım akşam. Maşallah, çakmak çakmak halen dedim. Kerem doğduktan sonra kendisi abi olsa da, benim küçük Mert’ im. O da biliyor bunu aslında. Sanki artık kendimi terk etmiş, sadece çocukların davranışlarında, bakışlarında, sözlerinde takılmışım. Alp ile iletişim giderek zorlaşıyor. Kerem uykusuz, hem de ne uykusuz. Günler onu uyutmaya çalışmakla geçiyor bazen. Az önce sitede bebek arabasıyla gezdirerek Kerem’ i uyutmaya çalışırken, benim hayatım dedim, göreceli olarak iyi veya iyi değil. Sonsuz şükürler olsun bugüne. Yarının ne olacağını kimse bilemiyor elbet. Ümitli olmak gerek yine de. Bu sene garip bir hisle yaşıyorum. Sanki bu yaz bitmeyen bir yaz. Sanki yapraklar hiç dökülmeyecek, leylekler göç etmeyecek gibi geliyor. Bitmeyecek bir devinim, sürekli belirsizlik hâli. Ben hep bir düşünme halindeyim. O kadar çok düşünüyorum ki, hangi ara bu kadar daldan dala geçtiğimi bile fark edemiyorum. Hep bir sorgulama hâli bende. Dünü, bugünü sorgula. Yaşa gitsin yok bende. Bazen koyversem belki de rüzgarın ne kadar güzel estiğini hem fark edip, hem tadını çıkaracağım. Pazar günü tam 41 yılı devirmiş oluyorum. Hep birilerine yeni yaşında sağlık, mutluluk vs dileriz ya. Bu sefer kendime diliyorum dileklerimi. Tadını çıkar kızım hayatın, tekrarı yok diyorum, tek gösterim çünkü. Daha çok hissettiğim bir yaş diliyorum kendime. Yine tüm kalbimle❤️