Yoksa ben miyim anormal?
Çok fazla uyaran, bilgi, aynı döngü, varılamayan nokta, gidiş yolu doğru olsa da verilmeyen puan ve sanki üst üste koyduğum biricik ömrümün günleri ile belki de en güzel yıllarımdayım. Kafamın içinde bu kadar düşünce olması, beni varacağım yer neresiyse artık, oraya varmaktan alıkoyuyor. Belki odaklanma sorunu yaşıyor, kayboluyorum yolda giderken. Anı yaşamak çok zor benim için. Kendime bir an yaratıp, keyfini sürebildiğim bir zaman hayal ediyorum. Bu yaşların en güzel yıllar olduğunun ayrımında ama yeterince tadını çıkaramıyor hissediyorum kendimi. Bu ara memlekette yaşayan çoğu insan gibi ben de umutsuzum. Artık ne demeli veya ne dememeliyim, onu da düşünmekten, kendimi tartıp da içimde tutamadığımı anlatmaktan vazgeçip, öylece cümle kurmaya çalışmaktan da yoruldum. Şu sosyal medya sahteliğinden, kara cuma, müthiş cuma, efsane Kasım gibi indirim bindirim reklamlarından, çocukları nasıl yetiştirmemiz gerektiğini anlatan madde madde paylaşımlardan, oolong çayını içersem daha kolay kilo verebileceğimden, herkesin çok şahane görünüp, telefonun ön kamerasında sürekli mutlu olma gayretinden hepimiz eminim darlandık. Aklıma tek bir şarkı geliyor, Bülent Ortaçgil söylerdi. “Biri anlatsın hemen, nedir bu normal, canım sıkıldı artık, yoksa ben miyim anormal?”